Nişanın Kıyısından Dönmek Evlenememe Hikayeleri
Bayan M daha önce Şehir Dışına Evlenmek yazısıyla misafir olmuştu.
Şimdi diyeceklerimi sona bırakıyor ve sözü Bayan M'ye bırakıyorum.
....
Merhabalar Nabrut Hanımcığım. Size yazdıktan sonra hayatımda çok değişiklikler oldu. Bir an evleniyorum bile sandım. :) "Sandırdılar" desek daha doğru olacak sanırım. Yine başarısızlıkla sonuçlanan bir deneyim daha. Halbuki size "sonunda oldu galiba" diye koşacaktım. Olmadı, hayırlısı diyoruz her zaman.
Gerçekten hayırlısı...
Size yazdıktan 1 hafta sonra bir görücü usulü görüşmeye gittim. Hem de büyük konuştuğum "yanımda biri olduğu zaman utanıyorken" dediğim halde büyüklerimden biriyle gittim görüşmeye. Karşı taraf öyle geliyordu çünkü. Yadırgamadım, herkes benim gibi düşünecek değildi. Ne ismi ne fotoğrafı vardı kendisinin. Aracı çok fazla görüşmediğimiz ama ailemize yakın olan birisiydi. Biraz hatır için her şeye tamam, dedim.
Görüşmede hiç olmadığım kadar rahat, hiç olmadığım kadar huzurlu hissettim, zaten bunu da yansıttım sanırım. :) Neyse bizim için olumlu geçmişti, aileler de fikirlerimizin uyuştuğunu düşünüyordu. Karşı taraf da olumlu olacak ki aracı olan kişiden sürekli övgüler alıyorduk.
Derken bir kaç gün sonra aracı ile birlikte aile üyelerinden bir kaç kişi benim ailemle tanışmaya geldiler. Bana göre bir şeyler hızlı ilerliyordu ama akışına bırakmıştım kendimi. Birbirimizi tanımaya çalışıyorduk bu süreçte, kendimizi ifade etmeye çalışıyorduk. Olumsuz hiç bir şey yoktu ortada. Heh, dedim bu sefer oldu galiba.
Derkeen, A kişisi hislerinden emin olamadığını ve muhabbeti bitirmek istediğini söyledi. His? derken diyemedim tabi.
Beklentisi neydi benden ne bekliyordu? Olabilirdi pekala his olarak o -elektrik- dediğimiz şeyi de alamamış olabilirdi ama o zaman her gün aramayacak ya da methiyeler düzmeyecek, kalbimi fethetmek için ilgisi olmadığı halde şiirler yazmacaktı.
Hakkını helal et, dedi. Tamam, dedim helal olsun yolun da açık olsun. Ertesi gün aileme durumu açıkladım. Tabii ki herkes şaşırdı çünkü dediğim gibi herhangi bir olumsuzluk vs. yaşanmamıştı.
Derken mesajlar gelmeye başladı. Pişman olduğunu aslında öyle hissetmediğini yazıyordu. Benden bir şans daha istedi. Ailem sen bilirsin, senin kararın iyi düşün, dedi sadece. Sen yaşayacaksın sen karar ver. Bundan önceki deneyiminde de his konusunda sıkıntıları varmış (yine kendisi bitirmiş fakat düğünden dönülmüş gibi bir ayrıntısı var) belki ondan böyle korkmuştur, dedim, herhangi bir olumsuzluk olmadı bundan önce, dedim kabul ettim 2. defa.
Sonra gönlümü almak için çabalamalar vs. Zaten yufka yürekli bir insanım, kolay affedebilen de bir insanım çabuk indirdim yelkenleri. Yüz yüze de görüşüp hallettik o günü. Bir daha dönüp geriye bakmamak için her şeyi söyledim. Kendisi bir daha bana böyle bir şey yaşatmayacağına söz verdi. :) Söz... Çok komik geliyor şimdi. :)
Onun ailesinin bu yaşadıklarımızdan haberi yoktu, öyle söylemişti bana. Benim ailem biliyordu tabi. Ama hiç bir zaman ne benim ne de onun yüzüne vurdular. Derken günler geçti ben covid pozitif. Evde karantinada. Hakkını yiyemem pozitif olduktan sonra çok zorlu süreçlerden geçtim her zaman yanımda oldu. Hatta ağaç misali gölgesinde serinliyordum. Biraz olsun ferahlıyordu içim.
Yine biraz zaman geçti ve iade-i ziyaret için evlerine gittik ailemle birlikte. Henüz parmağımızda yüzük yokken düğün meseleleri konuşuldu. Onlar erken olsun istiyordu, biz havalar ısınınca. Bu muhabbet benim gözümü çok korkutmuştu ama bir şey diyemedim tabi. Bir kaç sözün de yanlış anlaşılmasıyla gün iki taraf için de fiyasko oldu sanırım. Biz ama iyiydik, ben öyle sanıyordum en azından. Benim için denilenler değil, hissettiklerim önemliydi. O da öyle diyordu "senin düşüncen önemli benim için" diyordu. Hep diyordu ama faaliyete geçmek erkekler için zor sanırım. :)
Bir kaç gün sonra zaten ailelerin fikirlerinin önemli olduğunu ve helalleşmek istediğini söyledi. Yine söylediği hiç bir şeyin arkasında duramadı ve yine yıkılan benim hayallerim oldu. Ve yine zorlu süreçten geçtiğim bir zamandı. Tamam dedim ama o ağacın başıma yıkıldığını söyleyemedim tabi. :)
Helalleştik ve bitti. 1 hafta sonra öğrendim ki aslında kendisi 1. olaydan sonra ailem onu kabul etmeyecek sanmış ve korkusuna bitirmek istemiş. Yine kendi kendine kurmuş, olmayan şeyler için büyük kararlar almış. Ve ben her seferinde ona sorduğum halde. Pişman olduğunu yine her şeyin düzelebileceğini yazmış bir de. :)
Çok komik değil mi? Ben -ya da bunları yaşayan başka biri varsa biz- onlar için birer bumerangız. Atıyorlar biz onlara geri dönüyoruz, atıyorlar tekrar geri dönüyoruz. :) Kendime olan öz saygımı yitirmiş değilim tabi. Kabul etmedim. Etseydim yine aynı şeyleri yaşayacaktım biliyordum, güven diye bir şey kalmamıştı ki ortada.
Acı ama tecrübe ettiğim bir şey olduysa o da 1 kere yapan bin defa daha yapardı. Yaptı zaten. :) Şimdi o pişman, düşünmeden adımlar attığı için. Ben yorgun tek başıma savaşmaya çalışmaktan. Ailem de istemiyor artık. Yani sizin anlayacağınız bizim görücü usulü görüşme oldu Kanal 7 türkü filmi kıvamında bir hikaye. :) Tabi bir çok şey yaşandı aslında ama ben bire bir olan iletişimden bahsetmek istedim daha çok. Yoksa aileler de, aracı kısmı da çok önemli. Aracı kısmı daha önemli hatta. Aracı insanı vezir de edebiliyor rezil de :)
Nasipmiş gibi hissettiğimiz, doğru insanı bulduğumuzu zannettiğimiz şey "nasip değilmiş" e doğru evrildiğiyse vardır Rabbim'in bir hikmeti diyor, sağlıklı koronasız günler diliyorum. :)
Blog Sahibinin Notu:
Sen yazıya bolca gülücük eklemişsin ama ben hepsine biraz daha kırılıp sonunda da ağladım... Neler yaşadığını az çok tahmin ediyorum.