Eşimden Şiddet Gördüm. Bir Evlilik Hikayesi
Bazen ne söylesem bilemiyorum. O kadar yükseliyorum ki, ağzımdan çıkanlara mani olmayacağımı hissediyorum. Söylediklerimin ise Bayan D'nin bir işine yarayacağını sanmıyorum. O yüzden susuyorum, Rabbim kocasının kalbine Allah korkusu versin diyorum başka ne denir bilemiyorum.
Sözü önce Bayan D'ye sonra da size bırakıyorum.
Selamlar Nabrut,
Herkes gibi sana yazmak için ben de çok düşündüm.Aslında günün birinde bu konuda sana yazacağımı düşünmezdim.
Çünkü önceden benim için özel olan şeyler bana aitti ve kimse bilmemeliydi. Oysa son günlerde inanılmaz bir şekilde ortalığa döküldü özel hayatım. Buna hala inanamıyorum. Benim başıma böyle bir şey nasıl geldi bilmiyorum. Bunu atlatamadım, herhalde çocuklarım sayesinde daha güçlüyüm. Baştan bunları söylüyorum ki yazdıklarımı okuyanlar beni çok üzülmüş, depresyonda, mutsuz ve halsiz, amacını yitirmiş sanmasın. Mesela yarın birinizle karşılaşsam yazacaklarımı yaşadığımı aklınızdan bile geçirmezsiniz.
Zor da olsa konuya geleyim.
Severek evlendik. Tartışmalarımız illa ki olurdu. Eşimin şiddete eğilimi olduğunu kavgalarımda fark ettim. Ama her seferinde eski halimize dönerdik, araya buzdan duvarlar girmezdi.
Ne zamanki çocuk oldu, her şey daha farklı oldu.
O çocuğun en ufak ağlamasından bile beni sorumlu tutup kavga çıkarmaya başladı. Onu bazı konularda ihmal ettiğimi söyledi. Bebeği olanlar bilir, banyo yapmak bile bir lükstür, varın gerisini siz düşünün. Bu erkekler baba olmayı kaç yaşında öğreniyor birisi sayı verse keşke.
Her neyse bir gün bebek elindeyken benle büyük bir kavga etti, elini kaldırdı, saldırdı ve kucağındaki yavrum öyle ağladı ki... Eminim o gün en çok o etkilendi. Ben bebeğimi o halde görünce ve kocamı durdurmaya gücüm yetmeyince kendi kendime vurmaya başlamışım. O gün bayram arefesiydi, hem oruçlu hem de uykusuzdum, hiç uyumadan sabah olmuştu.
İşte o günden sonra affedemedim onu. Hatta o günlerde gözüme eşim değil de içine şeytan girmiş biri gibi geldi. Doğru düzgün bir bile özür dilemedi.
Derken taşındık. Ailemin yanına geldik. Bu sefer ailemin özelikle annemin beni doldurduğunu, bana akıllar verdiğini iddia etti. Ben de ona evde ve dışarıda bizimle vakit geçirmediği, bazı sorumlulukları yerine getirmediği için kızıyordum.
Her yemeğe çağırdığımda bile zamanında gelmez en az 20 dakika sonra gelir. Gelince de telefonundan dizisini açar izler. Gider başka odaya orada takılır. Çocuklar bu arada iki olmuştu. Biri bebek, diğeri 2,5 yaşında. Onlarla tek uğraşan benim. Biz yokmuşuz gibi tek takılan ve hizmet bekleyen o. Beni hiç düşündüğünü sanmıyorum. Onun tek sorumlu olduğu şey eve ekmek getirmek yani çalışmakmış.
Her tartışmada bana saldırmaya devam etti. Annemi aradı bana zarar verdiği bir gün. Bu sebeple ailem her şeyi öğrendi. Bu bana göre yerin dibine girmek oldu. Hiç kimse nasıl kötü, acımasız ve terbiyesiz biriyle evli olduğumu bilmesin isterdim. Şimdi bunu bildikleri için herkes her şeyi söyleme hakkını kendinde buluyor.
En son bir büyük kavga daha ettik. Bayramın 2. günü bekar bir arkadaşıyla gezip tozmak için şehir dışına çıktı. Bayram günü aileni bırakıp ne gezmesine gidiyorsun, nereden bileyim arkadaşına gittiğini bana resim yolla dedim. Tabii ki yollamadı. İçim rahat etmedi. O gelene kadar sürekli aradım mesaj attım. Aramalarımın birini bile açmadı. Ara sıra mesajlara cevap verdi. Sırf nerede ne yapıyor öğrenmek için konumunu bulmaya çalıştım. Hiçbir program işe yaramadı.
Eve gelince bir telefonda 2 WhatsApp açılabilen bir program buldum. Telefonuna gelen kod, bildirim olarak geliyordu şifresini bilmesem bile telefona bakabiliyordum. Böylece kendi telefonuma WhatsApp mesajları geldi. Bir şey yoktu. Ben bebeği emzirirken bir hısımla yanıma bağırarak geldi ve elimden telefonu aldı. Bana öyle bir bağırdı ki sen benim WhatsApp'ımı nasıl kilitlersin diye şok geçirdim ve elimdeki bebeği bırakıvermişim o sonradan söyledi, ben fark etmemiştim. Sonrasında korktuğum için şok geçirdim o bana tokatlar attı ve bağırdı sen kimsin de bunu yaparsın diye, aklımda bunlar kalmış. Ben korkudan ve şok etkisiyle elim ayağım tutmadığı için bebeği koltuğa bıraktım sonra yere düştüm ve kendimden geçmiş şekilde gözlerim tavana dikili ağlamaya başladım. Oan delirdim ve aklımı kaybediyorum sandım. O zaman eşim korktu. Sesi normalleşti, bir ara öptü falan. Sonra çok şükür bir güç geldi, ellerim titreyerek de olsa kalktım.
Tartışma devam etti ama o dakikalarda bebek ölecek gibi ağladı, kızım bir ağlıyor, bir anlamıyor ne olduğunu. Seni polise şikayet ederim, dedim. Birden çok korktu, telefonumu vermedi. Özür dilerim, dedi, bak şikayet etme sicilime işlerler, dedi. Bana bunları nasıl yaparsın, tabii ki şikayet edeceğim, dedim. Telefonumu hala vermeyince tamam, dedim, şikayet etmem. Bana bunun için ve bu olayı kimseye anlatmamam için Kur'an'a el bastırıp yemin ettirdi.
Sonra telefonu alıp komşuma sesimiz geldiyse kusura bakmayın tarzı bir şey yazdım. Pencereler açıktı çünkü.
Sadece eşimin bağırmalarını duymuş, olayı anlatamam ama bu hafta içinde benim sesimi duyarsan n'olur polisi ara, dedim.
O aksam ben gitmem sen evden gideceksin, dedim. Bir hafta istedi benden.
Şu an o günkü kadar kötü değilim.
Ama evi bırakıp aileme gidemem çünkü orası zaten çok sıkıntılı. Abim de ayrılıp geldi. Ablam da eşinden ayrılma aşamasında o da 2 çocukla annemde. Bekar başka kardeşlerim de var ayrıca.
Bizim son kavgalarımızdan biri o ablamın eşi yüzünden çıkmıştı. Dün ablam kocası ona mesajda ayrılma sırasının bende olduğunu yazmış.
İşte o zaman ailem hakkında onu dolduranın kim olduğunu anladım. Ve şuan eşimden ayrılıp düşman sevindirmek istemiyorum. Bir de bebek ve küçük çocukla şu an için geçimimi sağlamam zor.
Ne bana şiddetini, ne kavgaları unutacağım fakat çocuklar için yapılan fedakarlıklar sanıldığı gibi basit olmuyor.
Ben çocukları da ona atıp kendim gidebilirdim. Bunu yapamam.
O yüzden gitmesini istemiyorum. O da şimdilik çok kararlı ama sanmıyorum gideceğini, çünkü ben valizle gidecekken özürler dileyip beni engelledi başka bir kavgamızda.
Şimdi eşler arası muhabbet için bir dua buldum, onu okudum.
Rabbime dua ediyorum, nefsime uyup öfkemi çocuklarımın önünde tutamazdım. Bir de eşimi etkileyip ayrılmamiza yol açan insanların varlığını öğrenince kendime tuzak kurulmuş gibi hissettim.
Benim hikayem de şimdilik böyle.
Bakalım neler olacak.
Sözü önce Bayan D'ye sonra da size bırakıyorum.
Selamlar Nabrut,
Herkes gibi sana yazmak için ben de çok düşündüm.Aslında günün birinde bu konuda sana yazacağımı düşünmezdim.
Çünkü önceden benim için özel olan şeyler bana aitti ve kimse bilmemeliydi. Oysa son günlerde inanılmaz bir şekilde ortalığa döküldü özel hayatım. Buna hala inanamıyorum. Benim başıma böyle bir şey nasıl geldi bilmiyorum. Bunu atlatamadım, herhalde çocuklarım sayesinde daha güçlüyüm. Baştan bunları söylüyorum ki yazdıklarımı okuyanlar beni çok üzülmüş, depresyonda, mutsuz ve halsiz, amacını yitirmiş sanmasın. Mesela yarın birinizle karşılaşsam yazacaklarımı yaşadığımı aklınızdan bile geçirmezsiniz.
Zor da olsa konuya geleyim.
Severek evlendik. Tartışmalarımız illa ki olurdu. Eşimin şiddete eğilimi olduğunu kavgalarımda fark ettim. Ama her seferinde eski halimize dönerdik, araya buzdan duvarlar girmezdi.
Ne zamanki çocuk oldu, her şey daha farklı oldu.
O çocuğun en ufak ağlamasından bile beni sorumlu tutup kavga çıkarmaya başladı. Onu bazı konularda ihmal ettiğimi söyledi. Bebeği olanlar bilir, banyo yapmak bile bir lükstür, varın gerisini siz düşünün. Bu erkekler baba olmayı kaç yaşında öğreniyor birisi sayı verse keşke.
Her neyse bir gün bebek elindeyken benle büyük bir kavga etti, elini kaldırdı, saldırdı ve kucağındaki yavrum öyle ağladı ki... Eminim o gün en çok o etkilendi. Ben bebeğimi o halde görünce ve kocamı durdurmaya gücüm yetmeyince kendi kendime vurmaya başlamışım. O gün bayram arefesiydi, hem oruçlu hem de uykusuzdum, hiç uyumadan sabah olmuştu.
İşte o günden sonra affedemedim onu. Hatta o günlerde gözüme eşim değil de içine şeytan girmiş biri gibi geldi. Doğru düzgün bir bile özür dilemedi.
Derken taşındık. Ailemin yanına geldik. Bu sefer ailemin özelikle annemin beni doldurduğunu, bana akıllar verdiğini iddia etti. Ben de ona evde ve dışarıda bizimle vakit geçirmediği, bazı sorumlulukları yerine getirmediği için kızıyordum.
Her yemeğe çağırdığımda bile zamanında gelmez en az 20 dakika sonra gelir. Gelince de telefonundan dizisini açar izler. Gider başka odaya orada takılır. Çocuklar bu arada iki olmuştu. Biri bebek, diğeri 2,5 yaşında. Onlarla tek uğraşan benim. Biz yokmuşuz gibi tek takılan ve hizmet bekleyen o. Beni hiç düşündüğünü sanmıyorum. Onun tek sorumlu olduğu şey eve ekmek getirmek yani çalışmakmış.
Her tartışmada bana saldırmaya devam etti. Annemi aradı bana zarar verdiği bir gün. Bu sebeple ailem her şeyi öğrendi. Bu bana göre yerin dibine girmek oldu. Hiç kimse nasıl kötü, acımasız ve terbiyesiz biriyle evli olduğumu bilmesin isterdim. Şimdi bunu bildikleri için herkes her şeyi söyleme hakkını kendinde buluyor.
En son bir büyük kavga daha ettik. Bayramın 2. günü bekar bir arkadaşıyla gezip tozmak için şehir dışına çıktı. Bayram günü aileni bırakıp ne gezmesine gidiyorsun, nereden bileyim arkadaşına gittiğini bana resim yolla dedim. Tabii ki yollamadı. İçim rahat etmedi. O gelene kadar sürekli aradım mesaj attım. Aramalarımın birini bile açmadı. Ara sıra mesajlara cevap verdi. Sırf nerede ne yapıyor öğrenmek için konumunu bulmaya çalıştım. Hiçbir program işe yaramadı.
Eve gelince bir telefonda 2 WhatsApp açılabilen bir program buldum. Telefonuna gelen kod, bildirim olarak geliyordu şifresini bilmesem bile telefona bakabiliyordum. Böylece kendi telefonuma WhatsApp mesajları geldi. Bir şey yoktu. Ben bebeği emzirirken bir hısımla yanıma bağırarak geldi ve elimden telefonu aldı. Bana öyle bir bağırdı ki sen benim WhatsApp'ımı nasıl kilitlersin diye şok geçirdim ve elimdeki bebeği bırakıvermişim o sonradan söyledi, ben fark etmemiştim. Sonrasında korktuğum için şok geçirdim o bana tokatlar attı ve bağırdı sen kimsin de bunu yaparsın diye, aklımda bunlar kalmış. Ben korkudan ve şok etkisiyle elim ayağım tutmadığı için bebeği koltuğa bıraktım sonra yere düştüm ve kendimden geçmiş şekilde gözlerim tavana dikili ağlamaya başladım. Oan delirdim ve aklımı kaybediyorum sandım. O zaman eşim korktu. Sesi normalleşti, bir ara öptü falan. Sonra çok şükür bir güç geldi, ellerim titreyerek de olsa kalktım.
Tartışma devam etti ama o dakikalarda bebek ölecek gibi ağladı, kızım bir ağlıyor, bir anlamıyor ne olduğunu. Seni polise şikayet ederim, dedim. Birden çok korktu, telefonumu vermedi. Özür dilerim, dedi, bak şikayet etme sicilime işlerler, dedi. Bana bunları nasıl yaparsın, tabii ki şikayet edeceğim, dedim. Telefonumu hala vermeyince tamam, dedim, şikayet etmem. Bana bunun için ve bu olayı kimseye anlatmamam için Kur'an'a el bastırıp yemin ettirdi.
Sonra telefonu alıp komşuma sesimiz geldiyse kusura bakmayın tarzı bir şey yazdım. Pencereler açıktı çünkü.
Sadece eşimin bağırmalarını duymuş, olayı anlatamam ama bu hafta içinde benim sesimi duyarsan n'olur polisi ara, dedim.
O aksam ben gitmem sen evden gideceksin, dedim. Bir hafta istedi benden.
Şu an o günkü kadar kötü değilim.
Ama evi bırakıp aileme gidemem çünkü orası zaten çok sıkıntılı. Abim de ayrılıp geldi. Ablam da eşinden ayrılma aşamasında o da 2 çocukla annemde. Bekar başka kardeşlerim de var ayrıca.
Bizim son kavgalarımızdan biri o ablamın eşi yüzünden çıkmıştı. Dün ablam kocası ona mesajda ayrılma sırasının bende olduğunu yazmış.
İşte o zaman ailem hakkında onu dolduranın kim olduğunu anladım. Ve şuan eşimden ayrılıp düşman sevindirmek istemiyorum. Bir de bebek ve küçük çocukla şu an için geçimimi sağlamam zor.
Ne bana şiddetini, ne kavgaları unutacağım fakat çocuklar için yapılan fedakarlıklar sanıldığı gibi basit olmuyor.
Ben çocukları da ona atıp kendim gidebilirdim. Bunu yapamam.
O yüzden gitmesini istemiyorum. O da şimdilik çok kararlı ama sanmıyorum gideceğini, çünkü ben valizle gidecekken özürler dileyip beni engelledi başka bir kavgamızda.
Şimdi eşler arası muhabbet için bir dua buldum, onu okudum.
Rabbime dua ediyorum, nefsime uyup öfkemi çocuklarımın önünde tutamazdım. Bir de eşimi etkileyip ayrılmamiza yol açan insanların varlığını öğrenince kendime tuzak kurulmuş gibi hissettim.
Benim hikayem de şimdilik böyle.
Bakalım neler olacak.