Görücü Usulü Aşk -Bir Evlenememe Hikayesi-
Böyle mailleri okuduğumda çok duygulanıyorum. Kendini korumak, temiz bir şekilde evlenmek o kadar zor bir hale geldi ki. Gerçek hayatta konuştuğumuz konular da hep bunun üzerine;
Bu mailde beni derinden sarstı. Özellikle son satırları okuduğunuzda sizin de benim gibi gözlerinizin dolacağına eminim.
Sözü Ö. Hanım'a bırakıyorum.
Sevgili Nabrutcuğum; seni ve bloğunu takip eden herkesi; Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun diye selamlayarak söze başlayayım. İki yıl olacak bloğunu keşfedeli. Rüyama bile 2 kere girmiş biri olarak;
Rüyamdaki NABRUT bakınız: ☺
Evlilik konularından dertlenirken “ya böyle şeyler bir tek benim mi başıma geliyor? Yok mudur bir şeyler yazan çizen” diyerek arama tuşuna basmış tüm yazıları bir iki günde okumuştum. Ve işte şimdi buradayım. Uzun zamandır da yazmak istiyordum, uzun olabilir dedimse de olsun sorun değil demenle birlikte, başımdan geçenleri size ve değerli okurlara sunmak, cevaben gelecek bir kelime de olsa belki hayatıma ışık saçacak kelime-i vesileyi görmek istiyorum inşaAllah.
Evlilik konusu açıldı mı içime oklar saplanır, kim nerede bahsetse artık kanayan bir yara halini aldığını hisseder oldum son günlerde. Görüş itibariyle modern görücü usulünün doğru olduğuna her daim inandığım, flörtlük-sevgili olma gibi kavramların ne beni ne aile yapımı ne de inancımı yansıtmadığını hem dilimle hem de yaşadığım ilişkilerde belirte belirte bir hal olduğum zamanlarda; daha göreve yeni başlayan, evliliği düşünmeyen bir kızdım. Yaklaşık 3-4 yıl öncesinden bahsediyorum. Üniversite yılları 3. sınıftan itibaren gelen görücülere verilen cevap “ekmeğini eline alsın, çocuk istemiyor şimdi” den öte değilken, işin özünde benim “evliliği” düşünmüyor oluşum yatıyordu.
Neyse gel zaman git zaman 4-5 ay sonra görev yaptığım şehirde bir gezide yolum biriyle kesişti. Arkadaşın arkadaşıydı tabi ve başka şehirde görev yapıyordu yoksa bana kim cesaret eder de karşıma dikilir, bir şey söyler? Topuğuna sıkacak da tipte bir kızdım.
Olaylar öyle doğaçlama gelişti ki işte fotoğraflar gruplar vs. derken kendimi onunla WhatsApp'ta bi mesele üzerine muhabbet ederken buldum. Dedim, ne oluyoruz?
İşte benim hüsranım burada başlıyor. Bu kişi benim ilk tecrübemdi. Hani vardır ya, ilk olsun son olsun. Bu niyetle, bu duayla yaşar bazıları. Ben de onlardan biriydim. Lakin öyle olmadı tabii. Kendisiyle belli ki normal 2 arkadaş gibi konuşmuyoruz çünkü bana normal bir erkeğin soramayacağı sorular soruyor ve kendimi yokladığımda onu beğeniyor olduğumu anladıktan sonra, sevgili hayatına karşı biri olduğumu niyeti ciddiyse anneme bahsedeceğimi belirttim. Kendisi bunu kabul etmedi, daha o kadar birbirimizi tanımadığımızı söyledi. Nasıl böyle ondan emin olabildiğime şaşırmıştı. 1 ay olmamıştı çünkü. Ama ben başıma geleceği biliyorum ya, aceleci davrandım davranmasına ama işte..
Benim evliliği henüz düşünmüyor oluşum yani bu kişi değil başkası da gelse ben evlenmek istemiyordum daha deyişim ve bu yüzden de anneme bahsetmemle kaldı bu olay, kendisi ne evlenmek istiyorum dedi, ne de istemiyorum, dedi. Ne kadar kendimi geri çeksem de ben de bu kişiyi çok beğenmişim, benimsemişim ilk ve son olacak demişim ya, ama ben de henüz evlenmek istemiyorum. Bu yüzden arada bir görüşmelerle devam ediyordum.
Her insanın keşkesi vardır ya benim işte bu tutumum hayatıma damgasını vurdu. Eve gelen görücülerden köşe bucak kaçmamın sebebi olarak; aileme; böyle böyle biri var ama evlilik istemiyorum demiyor ama evlenmeyeceğim de demiyor bense onu seviyorum da diyemeyeceğim için kendi anne ve babama durumumu açıklayamayan (açıklasa sen deli misin ne diye diretiyorsun cevabına mukabil cevaplar alacağını bilen) keçi gibi sürekli hayır diyen kafasının dikine giden bir evlat olup çıktım çok üzgünüm çok...
En kötüsü de sevgili gibi olmasak da (onunla görüşmelerim konuşmalarım bir elin parmağını geçmedi çünkü 60 km kadar uzakta başka şehirdeydi) eşim olmayacakmış ama Allah'ım beni affeder mi bilmiyorum çok üzgünüm. Ben karşıma gelenleri gönül meselem var diye reddettim ama kimse bilmiyor. Anne babamın, bak bu iyi biri ailesi de çok temiz insanlar neden hayır diyorsun, diye çapraz sorguya aldıkları dönemlerde nasıl bir şey uydurup başımdan savacağımı bilmez haldeydim, ebeveynlerini de bu noktada üzmüş, düşündürmüş, kendisi de iki arada bir derede kalmış bir kız olarak çok zor günler yaşadım, çok üzüldüm çok da ağladım.
Bu haldeyken biriyle görüşsem bu nasıl bir vebaldir diye düşündüm hep. Belki de bu sürdürdüğüm hatayı hem bir-bir buçuk yılımın heba oluşuna hem de bu meseleyi sonlandırdıktan sonra karşıma çıkan 2 insan sayesinde çok fena bir şekilde ödemiş olmama sayabilir miyiz, bilmiyorum. Allah'ım beni affetsin ve gerçek nasibime tertemiz bir şekilde ve onu da bana karşı tertemiz şekilde çıkartsın.
Bu mesele böyle olmayacak deyip karşıdan hala hareketin gelmediğini görünce bu işe bir nokta koydum, helalleştim ve asla ama asla görüşmek istemediğimi belirtip her yerden kendisini engelledim. Üzerinden 1 yıl kadar geçti.
Üzerinde ciddiyetle durulan gelmelerinden birkaç hafta evvel rüyası bile görülen bir başka görücü geldi. Burada istihare ve istişarenin önemine değineceğim. Bizim ailede adettir, gelen kişi değerlendirildikten hemen sonra istiharesi yapılır ama istihareyi doğru anlamamız gerekli. İstihare fiili duadır. Rüyada bir şey görülmesi gerekmez. Bu konularda –istihare, istişare, aracı- yazılacak çok şey var bir gün yazıp sana göndermek istiyorum Nabrutcuğum.
Ama ne yazık ki benim meselemde istiharenin ya da işte görülen rüyanın yanlış tarafa yorumlanmasıyla birlikte benim sonucu hüsran, kafayı yedirtecek bir görücü usulü görüşmem oldu. Gerçekten 1 aylık bir süreçte çok yıpranmıştım.
Arkasından 5-6 ay sonra 3. tecrübem olarak karşıma yine arkadaşımın düğününde beni gören ve bir yıldır da beni onunla tanıştırın diye arkadaşlarıma dil döken görücülerimin olduğunu duyup da inşallah olmaz onunla diye dua eden birinin varlığıyla karşılaştım. Bu kişiyle hayat görüşümüz uymadığı, kültür farkımızın da olacağı için arkadaşlarımın tanıştırmak istemediğini öğrendim. Ama yine de tanışmak ister mi, diye haber yollamıştı. Şu yaşımdayım; hayatımın en zor en stresli en kötü dönemini (geçtiğimiz şubat- mart 15 koronalı günlerin başlangıcı) geçirdim. Böyle bir ikilem böyle bir karmaşa böyle iki arada bir derede kalmışlık yoktur. Arkadaşlarımın her şeyi bilip her şeyden haberdar olmaması, aramızda geçenleri bilmemesi gerekli bunu anladım. Ne ailemi dinleyen pısırık biri olduğum kaldı ne de böyle bir fırsatı bir daha yakalayamayacağım kaldı. Ama ben onları yine dost biliyorum n'apalım.
Yaklaşık 4 kilo verdiğim bu süreçte de bu kişiyi her ne kadar beğensem de bazen nasip olmayacak ya. Ama bu meselede öyle dersler aldım ki anlatmak isterdim ama çok uzun olacak.
Velhasıl Nabrut’cuğum. Evlilik ve karar vermek çok çok zor iş. Annem derdi ki, iş bir de eş çok zor, diye. İşi aldık elimize çok şükür ama hala gönlü yaralı, diline tövbesini vird edinmiş Rabbinden sürekli af ve mağfiret dileyen, gerçekten onun rızasına uygun yaşamak ve evlenmek isteyen, haramların kol gezdiği devirde dünyaya geldiğini asla unutmayan bîçare bir okurun olarak şöyle bitirmek isterim;
Benim bunlarla cebelleşip içimin yandığı zamanlar okuduğum bir cümle vardı bunu paylaşmak istiyorum. “ İnsanın geçmişi ne kadar karanlık ve kirli olsa da geleceği tertemizdir” diye. Şuan ezan da okunuyor dua ederek bitirmek istiyorum.
Rabbim ben gibi kardeşlerimle birlikte sesimizi duysun bize gerçekten en hayırlı nasibimizi, en hayırlı zamanda, gönlümüze göre, kendi rızasına uygun aileler kurabileceğimiz kişileri nasip etsin. Allah’a emanet olun..
Not: Siz de arzu ettiğiniz her şeyi bizimle paylaşabilirsiniz. nabrutvebiz@gmail.com
Bu devirde muhafazakar bir kızın evlenmesi çok zor.
Bu mailde beni derinden sarstı. Özellikle son satırları okuduğunuzda sizin de benim gibi gözlerinizin dolacağına eminim.
Sözü Ö. Hanım'a bırakıyorum.
Sevgili Nabrutcuğum; seni ve bloğunu takip eden herkesi; Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun diye selamlayarak söze başlayayım. İki yıl olacak bloğunu keşfedeli. Rüyama bile 2 kere girmiş biri olarak;
Rüyamdaki NABRUT bakınız: ☺
- 2. ismin MİA’ ymış ve bunu annen senin etrafta tanınmaman için kod adı olarak söylüyormuş bunu anlatmıştım hatırlarsın belki ☺
- Ve bir de Fadıl’ın gözlerinin ne güzel demesiyle nazar değdiğine dair bir paylaşımın vardı onu okudum o gece de senin mavi gözlü bir kız olduğunu görmüştüm herneyse :D
Evlilik konularından dertlenirken “ya böyle şeyler bir tek benim mi başıma geliyor? Yok mudur bir şeyler yazan çizen” diyerek arama tuşuna basmış tüm yazıları bir iki günde okumuştum. Ve işte şimdi buradayım. Uzun zamandır da yazmak istiyordum, uzun olabilir dedimse de olsun sorun değil demenle birlikte, başımdan geçenleri size ve değerli okurlara sunmak, cevaben gelecek bir kelime de olsa belki hayatıma ışık saçacak kelime-i vesileyi görmek istiyorum inşaAllah.
Evlilik konusu açıldı mı içime oklar saplanır, kim nerede bahsetse artık kanayan bir yara halini aldığını hisseder oldum son günlerde. Görüş itibariyle modern görücü usulünün doğru olduğuna her daim inandığım, flörtlük-sevgili olma gibi kavramların ne beni ne aile yapımı ne de inancımı yansıtmadığını hem dilimle hem de yaşadığım ilişkilerde belirte belirte bir hal olduğum zamanlarda; daha göreve yeni başlayan, evliliği düşünmeyen bir kızdım. Yaklaşık 3-4 yıl öncesinden bahsediyorum. Üniversite yılları 3. sınıftan itibaren gelen görücülere verilen cevap “ekmeğini eline alsın, çocuk istemiyor şimdi” den öte değilken, işin özünde benim “evliliği” düşünmüyor oluşum yatıyordu.
Neyse gel zaman git zaman 4-5 ay sonra görev yaptığım şehirde bir gezide yolum biriyle kesişti. Arkadaşın arkadaşıydı tabi ve başka şehirde görev yapıyordu yoksa bana kim cesaret eder de karşıma dikilir, bir şey söyler? Topuğuna sıkacak da tipte bir kızdım.
Olaylar öyle doğaçlama gelişti ki işte fotoğraflar gruplar vs. derken kendimi onunla WhatsApp'ta bi mesele üzerine muhabbet ederken buldum. Dedim, ne oluyoruz?
İşte benim hüsranım burada başlıyor. Bu kişi benim ilk tecrübemdi. Hani vardır ya, ilk olsun son olsun. Bu niyetle, bu duayla yaşar bazıları. Ben de onlardan biriydim. Lakin öyle olmadı tabii. Kendisiyle belli ki normal 2 arkadaş gibi konuşmuyoruz çünkü bana normal bir erkeğin soramayacağı sorular soruyor ve kendimi yokladığımda onu beğeniyor olduğumu anladıktan sonra, sevgili hayatına karşı biri olduğumu niyeti ciddiyse anneme bahsedeceğimi belirttim. Kendisi bunu kabul etmedi, daha o kadar birbirimizi tanımadığımızı söyledi. Nasıl böyle ondan emin olabildiğime şaşırmıştı. 1 ay olmamıştı çünkü. Ama ben başıma geleceği biliyorum ya, aceleci davrandım davranmasına ama işte..
Benim evliliği henüz düşünmüyor oluşum yani bu kişi değil başkası da gelse ben evlenmek istemiyordum daha deyişim ve bu yüzden de anneme bahsetmemle kaldı bu olay, kendisi ne evlenmek istiyorum dedi, ne de istemiyorum, dedi. Ne kadar kendimi geri çeksem de ben de bu kişiyi çok beğenmişim, benimsemişim ilk ve son olacak demişim ya, ama ben de henüz evlenmek istemiyorum. Bu yüzden arada bir görüşmelerle devam ediyordum.
Her insanın keşkesi vardır ya benim işte bu tutumum hayatıma damgasını vurdu. Eve gelen görücülerden köşe bucak kaçmamın sebebi olarak; aileme; böyle böyle biri var ama evlilik istemiyorum demiyor ama evlenmeyeceğim de demiyor bense onu seviyorum da diyemeyeceğim için kendi anne ve babama durumumu açıklayamayan (açıklasa sen deli misin ne diye diretiyorsun cevabına mukabil cevaplar alacağını bilen) keçi gibi sürekli hayır diyen kafasının dikine giden bir evlat olup çıktım çok üzgünüm çok...
En kötüsü de sevgili gibi olmasak da (onunla görüşmelerim konuşmalarım bir elin parmağını geçmedi çünkü 60 km kadar uzakta başka şehirdeydi) eşim olmayacakmış ama Allah'ım beni affeder mi bilmiyorum çok üzgünüm. Ben karşıma gelenleri gönül meselem var diye reddettim ama kimse bilmiyor. Anne babamın, bak bu iyi biri ailesi de çok temiz insanlar neden hayır diyorsun, diye çapraz sorguya aldıkları dönemlerde nasıl bir şey uydurup başımdan savacağımı bilmez haldeydim, ebeveynlerini de bu noktada üzmüş, düşündürmüş, kendisi de iki arada bir derede kalmış bir kız olarak çok zor günler yaşadım, çok üzüldüm çok da ağladım.
Bu haldeyken biriyle görüşsem bu nasıl bir vebaldir diye düşündüm hep. Belki de bu sürdürdüğüm hatayı hem bir-bir buçuk yılımın heba oluşuna hem de bu meseleyi sonlandırdıktan sonra karşıma çıkan 2 insan sayesinde çok fena bir şekilde ödemiş olmama sayabilir miyiz, bilmiyorum. Allah'ım beni affetsin ve gerçek nasibime tertemiz bir şekilde ve onu da bana karşı tertemiz şekilde çıkartsın.
Bu mesele böyle olmayacak deyip karşıdan hala hareketin gelmediğini görünce bu işe bir nokta koydum, helalleştim ve asla ama asla görüşmek istemediğimi belirtip her yerden kendisini engelledim. Üzerinden 1 yıl kadar geçti.
Üzerinde ciddiyetle durulan gelmelerinden birkaç hafta evvel rüyası bile görülen bir başka görücü geldi. Burada istihare ve istişarenin önemine değineceğim. Bizim ailede adettir, gelen kişi değerlendirildikten hemen sonra istiharesi yapılır ama istihareyi doğru anlamamız gerekli. İstihare fiili duadır. Rüyada bir şey görülmesi gerekmez. Bu konularda –istihare, istişare, aracı- yazılacak çok şey var bir gün yazıp sana göndermek istiyorum Nabrutcuğum.
Ama ne yazık ki benim meselemde istiharenin ya da işte görülen rüyanın yanlış tarafa yorumlanmasıyla birlikte benim sonucu hüsran, kafayı yedirtecek bir görücü usulü görüşmem oldu. Gerçekten 1 aylık bir süreçte çok yıpranmıştım.
Arkasından 5-6 ay sonra 3. tecrübem olarak karşıma yine arkadaşımın düğününde beni gören ve bir yıldır da beni onunla tanıştırın diye arkadaşlarıma dil döken görücülerimin olduğunu duyup da inşallah olmaz onunla diye dua eden birinin varlığıyla karşılaştım. Bu kişiyle hayat görüşümüz uymadığı, kültür farkımızın da olacağı için arkadaşlarımın tanıştırmak istemediğini öğrendim. Ama yine de tanışmak ister mi, diye haber yollamıştı. Şu yaşımdayım; hayatımın en zor en stresli en kötü dönemini (geçtiğimiz şubat- mart 15 koronalı günlerin başlangıcı) geçirdim. Böyle bir ikilem böyle bir karmaşa böyle iki arada bir derede kalmışlık yoktur. Arkadaşlarımın her şeyi bilip her şeyden haberdar olmaması, aramızda geçenleri bilmemesi gerekli bunu anladım. Ne ailemi dinleyen pısırık biri olduğum kaldı ne de böyle bir fırsatı bir daha yakalayamayacağım kaldı. Ama ben onları yine dost biliyorum n'apalım.
Yaklaşık 4 kilo verdiğim bu süreçte de bu kişiyi her ne kadar beğensem de bazen nasip olmayacak ya. Ama bu meselede öyle dersler aldım ki anlatmak isterdim ama çok uzun olacak.
Velhasıl Nabrut’cuğum. Evlilik ve karar vermek çok çok zor iş. Annem derdi ki, iş bir de eş çok zor, diye. İşi aldık elimize çok şükür ama hala gönlü yaralı, diline tövbesini vird edinmiş Rabbinden sürekli af ve mağfiret dileyen, gerçekten onun rızasına uygun yaşamak ve evlenmek isteyen, haramların kol gezdiği devirde dünyaya geldiğini asla unutmayan bîçare bir okurun olarak şöyle bitirmek isterim;
Benim bunlarla cebelleşip içimin yandığı zamanlar okuduğum bir cümle vardı bunu paylaşmak istiyorum. “ İnsanın geçmişi ne kadar karanlık ve kirli olsa da geleceği tertemizdir” diye. Şuan ezan da okunuyor dua ederek bitirmek istiyorum.
Rabbim ben gibi kardeşlerimle birlikte sesimizi duysun bize gerçekten en hayırlı nasibimizi, en hayırlı zamanda, gönlümüze göre, kendi rızasına uygun aileler kurabileceğimiz kişileri nasip etsin. Allah’a emanet olun..
Not: Siz de arzu ettiğiniz her şeyi bizimle paylaşabilirsiniz. nabrutvebiz@gmail.com