Nişanlıyken Neler Konuşulur?
Başlığın içeriğine, Nişanlıyken Neler Konuşulur, belki sonra geniş geniş değinirim ama ben size ilişkimizin nasıl kemale erdiğinden bahsedeceğim.
Bir yaz günüydü. Güneşli ama hüzünlü. Böyle başlayıp acayip romantik bir sona doğru ulaşmam gerekirdi ama hayatımın Kore dizisi gibi ilerlemesi tesadüf değildi.
Neyse, sadetten koptum. Geliyorum.
Nişan sürecinde sürekli yorgundum ve sürekli midem bulanıyordu. Psikolojik açıdan zor bir süreç geçirdiğim için kronik yorgunluk çektim ve mide bulantılarımdan yemek yiyemez duruma geldim. Hemen herkes bu dönemde benzer sıkıntılar yaşamıştır. Ama ben gerçekten sürünüyordum, hatta bu sıkıntılarım yüzünden şöyle keyifle nişanlılığımın tadını çıkaramadım desem yeridir.
Bu nişanlılığın tadı olayı da biraz abartı gerçi. Şöyle düşünün, hayatınızda bir savaş çıkıyor, her taraf yerle bir olmuş ve siz yeni bir hayat imar etmeye çalışıyorsunuz, kafanız karışık, hayata karşı endişeli ve korku dolusunuz. Zaman zaman başınızın üzerinden savaş uçakları geçiyor ve tam bu esnada zaman bulabilirseniz birini sevmenin tadını çıkarmaya çalışıyorsunuz ama taktir edersiniz ki bu pek mümkün olmuyor. Elbette ayağı yerden kesilen üzerindeki savaş uçaklarını görmeden nişanlılık yaşayan şanslı pembikler de var. İnşallah siz onlardan biri olursunuz ya da olmuşsunuzdur.
Bu zorlu nişanlılık sürecinde Fadıl bir pazar beni aldı, sabah kahvaltısını yaptık, nikah kıyafetimi aldım ve mutfak masası bakmak üzere İstanbul yoluna gittik. Birkaç mağazaya girdik ama hiç halim kalmadı. Fadıl o zamanlar henüz beni tanımadığı için aslında gidişatın kötü olduğunun farkına varmadı. Ben geleceğin farkındaydım ama dişlerimi sıkarak ayakta kalmaya çalışıyordum. Oradan çıktıktan sonra nerelere uğradığımız bende biraz puslu ama en son geldiğim noktada şöyle dediğimi hatırlıyorum;
Mide bulantım inanılmaz çoğaldı, soğuk soğuk terlemeye başladım. Neyseki Fadıl durumun vahametini anlayarak beni eve götürmek yerine acil servise götürmeye karar verdi. Tam acil servisin önünde midem artık içindekileri tutamayacağını bize bildirdi. İşte ilişkimiz bir level daha atlamıştı. Hastalıkta sağlıkta bölümüne gelmiştik.
Görüntümüz şuydu;
Kore dizilerinin şapşal kızı,
Yanındaki kadın birden bire hastalandığı için korkular içinde kalan iyi huylu, nazik ikinci adam. Hahah!
Biraz bile utanıp sıkılmadım, kaygılanmadım. Bence ilişkimizin kemale erdiği, işte sanırım bu adamla ciddi ciddi evleneceğim dediğim anlardan biriydi.
Bugün yazarken hala gülüyorum.
Bir yaz günüydü. Güneşli ama hüzünlü. Böyle başlayıp acayip romantik bir sona doğru ulaşmam gerekirdi ama hayatımın Kore dizisi gibi ilerlemesi tesadüf değildi.
Neyse, sadetten koptum. Geliyorum.
Nişan sürecinde sürekli yorgundum ve sürekli midem bulanıyordu. Psikolojik açıdan zor bir süreç geçirdiğim için kronik yorgunluk çektim ve mide bulantılarımdan yemek yiyemez duruma geldim. Hemen herkes bu dönemde benzer sıkıntılar yaşamıştır. Ama ben gerçekten sürünüyordum, hatta bu sıkıntılarım yüzünden şöyle keyifle nişanlılığımın tadını çıkaramadım desem yeridir.
Bu nişanlılığın tadı olayı da biraz abartı gerçi. Şöyle düşünün, hayatınızda bir savaş çıkıyor, her taraf yerle bir olmuş ve siz yeni bir hayat imar etmeye çalışıyorsunuz, kafanız karışık, hayata karşı endişeli ve korku dolusunuz. Zaman zaman başınızın üzerinden savaş uçakları geçiyor ve tam bu esnada zaman bulabilirseniz birini sevmenin tadını çıkarmaya çalışıyorsunuz ama taktir edersiniz ki bu pek mümkün olmuyor. Elbette ayağı yerden kesilen üzerindeki savaş uçaklarını görmeden nişanlılık yaşayan şanslı pembikler de var. İnşallah siz onlardan biri olursunuz ya da olmuşsunuzdur.
Bu zorlu nişanlılık sürecinde Fadıl bir pazar beni aldı, sabah kahvaltısını yaptık, nikah kıyafetimi aldım ve mutfak masası bakmak üzere İstanbul yoluna gittik. Birkaç mağazaya girdik ama hiç halim kalmadı. Fadıl o zamanlar henüz beni tanımadığı için aslında gidişatın kötü olduğunun farkına varmadı. Ben geleceğin farkındaydım ama dişlerimi sıkarak ayakta kalmaya çalışıyordum. Oradan çıktıktan sonra nerelere uğradığımız bende biraz puslu ama en son geldiğim noktada şöyle dediğimi hatırlıyorum;
Beni bir an önce eve bırak Fadıl!
Mide bulantım inanılmaz çoğaldı, soğuk soğuk terlemeye başladım. Neyseki Fadıl durumun vahametini anlayarak beni eve götürmek yerine acil servise götürmeye karar verdi. Tam acil servisin önünde midem artık içindekileri tutamayacağını bize bildirdi. İşte ilişkimiz bir level daha atlamıştı. Hastalıkta sağlıkta bölümüne gelmiştik.
Görüntümüz şuydu;
Kore dizilerinin şapşal kızı,
Yanındaki kadın birden bire hastalandığı için korkular içinde kalan iyi huylu, nazik ikinci adam. Hahah!
Biraz bile utanıp sıkılmadım, kaygılanmadım. Bence ilişkimizin kemale erdiği, işte sanırım bu adamla ciddi ciddi evleneceğim dediğim anlardan biriydi.
Bugün yazarken hala gülüyorum.