Nişandan kaç ay sonra evlenilebilir?
Nişanı da yapmadıktan sonraki kısma gelirsek; her şey çok puslu nedense...
Ne yaşadım, nasıl yaşadım, o ben miydim, şimdi düşününce bile karmakarışık olduğumu hatırlıyorum.
Evlilik, bu süreçler o kadar değişik duygular barındırıyor ki, şimdi size ne desem boş. Bir gün iyi ki diyorsunuz, ertesi gün aptal kafam diye başınızı taşlara vuruyorsunuz. Erkekler için bu süreç böyle ilerlemiyor ama kadınlar, hele ki benim gibi evliliğin gerçeklerine zaten vakıf olan kadınlar için gerçekten çok zor.
Bazen keşke mümkün olsaydı, İslamiyet buna izin verseydi, Fadıl hep yanımda olsaydı ama evli olmasaydım, o güzel, keyifli, sorumsuz bekar hayatıma devam etseydim diyorum.
İşte nişandan sonraki süreç de benim için hep bu ikilem içinde bocalayarak geçti. Bocalamalarım arasında bir fırsatını bulup kendime gelirim diye Kıbrıs'a gittim ama her şey daha karmaşık bir hal aldı.
Dedim, ya ne desem boş. Hayatınızı yabancı bir adamın avuçları içine bırakıveriyorsunuz. Ürküyorsunuz, korkuyorsunuz. Bir yandan hiç bilmediğiniz duygular yaşıyorsunuz. Bir yandan ev düzmeye, bir düzen kurmaya çalışıyorsunuz.
Zor. Ve hala çok zor. Evlenmeden önce zor, evlendikten sonra yine zor.
Beni en çok aynı evde yabancı biriyle nasıl yaşayacağım korkusu sarıyordu. Aynı eşyaları kullanmak, aynı yaşam alanını kullanmak bunlar bana zor geliyordu. Birini kabullenip hayatıma alma konusunda çok ketumdum ki Fadıl hep karısını nişanlısından daha çok sevdiğini söyler. Hak da veririm. Çünkü nişanlılığım boyunca kapılarımı ardına kadar açmadım. Duvarlarımı ördüm, belkide beni bekleyenlerden korkarak o duvarların ardına saklandım. O yüzden de Fadıl'ın gerçek, samimi beni tanıması için aynı evde yaşamaya başlamamız gerekti.
Bekarsanız ve bu satırları okuyorsanız gözünüz korkabilir ama korkmasın. En azından benim korkularım gibi korkular barındırmayın. Nikahın kerameti denilen şey gerçekten husule geliyor ve siz aynı evin içindeki iki yabancı denkleminden uzak bir tarafa düşüyorsunuz.
Benim tek sorunum, evlilikle ilgili korktuğuma pek uğramadım ama korkmadığım pek çok şey beni zorluyor. Zaman zaman bunları da anlatırım.
Yarın da dini nikahımı anlatayım, nasıl evet diyemediğimi...
Ne yaşadım, nasıl yaşadım, o ben miydim, şimdi düşününce bile karmakarışık olduğumu hatırlıyorum.
Evlilik, bu süreçler o kadar değişik duygular barındırıyor ki, şimdi size ne desem boş. Bir gün iyi ki diyorsunuz, ertesi gün aptal kafam diye başınızı taşlara vuruyorsunuz. Erkekler için bu süreç böyle ilerlemiyor ama kadınlar, hele ki benim gibi evliliğin gerçeklerine zaten vakıf olan kadınlar için gerçekten çok zor.
Bazen keşke mümkün olsaydı, İslamiyet buna izin verseydi, Fadıl hep yanımda olsaydı ama evli olmasaydım, o güzel, keyifli, sorumsuz bekar hayatıma devam etseydim diyorum.
İşte nişandan sonraki süreç de benim için hep bu ikilem içinde bocalayarak geçti. Bocalamalarım arasında bir fırsatını bulup kendime gelirim diye Kıbrıs'a gittim ama her şey daha karmaşık bir hal aldı.
Dedim, ya ne desem boş. Hayatınızı yabancı bir adamın avuçları içine bırakıveriyorsunuz. Ürküyorsunuz, korkuyorsunuz. Bir yandan hiç bilmediğiniz duygular yaşıyorsunuz. Bir yandan ev düzmeye, bir düzen kurmaya çalışıyorsunuz.
Zor. Ve hala çok zor. Evlenmeden önce zor, evlendikten sonra yine zor.
Beni en çok aynı evde yabancı biriyle nasıl yaşayacağım korkusu sarıyordu. Aynı eşyaları kullanmak, aynı yaşam alanını kullanmak bunlar bana zor geliyordu. Birini kabullenip hayatıma alma konusunda çok ketumdum ki Fadıl hep karısını nişanlısından daha çok sevdiğini söyler. Hak da veririm. Çünkü nişanlılığım boyunca kapılarımı ardına kadar açmadım. Duvarlarımı ördüm, belkide beni bekleyenlerden korkarak o duvarların ardına saklandım. O yüzden de Fadıl'ın gerçek, samimi beni tanıması için aynı evde yaşamaya başlamamız gerekti.
Bekarsanız ve bu satırları okuyorsanız gözünüz korkabilir ama korkmasın. En azından benim korkularım gibi korkular barındırmayın. Nikahın kerameti denilen şey gerçekten husule geliyor ve siz aynı evin içindeki iki yabancı denkleminden uzak bir tarafa düşüyorsunuz.
Benim tek sorunum, evlilikle ilgili korktuğuma pek uğramadım ama korkmadığım pek çok şey beni zorluyor. Zaman zaman bunları da anlatırım.
Yarın da dini nikahımı anlatayım, nasıl evet diyemediğimi...